Wall Street borsalarında hisse geri alımı yöntemi giderek daha fazla temettülerin yerini alarak şirketlerin yatırımcılarına ödeme yaptığı başlıca yöntem haline geldi. Ancak Barron’s’un haberine göre bu değişim, özellikle nakit akışı peşindeki gelir yatırımcıları için ciddi riskler doğurabilir.
Yatırımcılar hem hisse geri alımlarını hem de temettü ödemelerini sever; ancak bu iki sermaye iadesi yöntemi birbirinden oldukça farklıdır. Temettüler doğrudan yatırımcıya nakit ödemesi yapılması anlamına gelirken, hisse geri alımları piyasadaki Hisse sayısını azaltır ve kalan hissedarlara şirkette daha büyük bir pay kazandırır.
Ancak S&P 500 Endeksi’ndeki temettü getirisi giderek düşüyor. Endeksin genel temettü verimi yaklaşık %1,2 seviyesinde. Bu oran aynı zamanda dot-com balonunun zirve yaptığı dönemde görülen tarihin en düşük seviyelerine oldukça yakın. Bu düşüşte, temettü ödemeleri oldukça düşük olan Nvidia gibi teknoloji devlerinin etkisi büyük. Nvidia’nın temettü verimi sadece %0,02.
Bu düşük verim, geçmişe kıyasla büyük bir değişim anlamına geliyor. Deutsche Bank Stratejisti Jim Reid’ın da belirttiği üzere, S&P 500 Endeksi 1960’lara kadar genellikle 10 yıllık ABD tahvillerinden daha yüksek bir temettü verimi sunuyordu. Daha 10 yıl öncesine kadar, S&P 500 ve 10 yıllık tahvillerin getiri yaklaşık %2 seviyesindeydi ve endeks, 17 katlık F/K oranıyla işlem görüyordu. Bugün ise endeksin tahvillere göre yaklaşık üç puan daha düşük getiri sağladığı bir ortamda, FK oranı 22 kat seviyesinde.
Temettüler geride kalmış olabilir ama şirketler bunu geri alımlarla telafi ediyor. Örneğin Nvidia, son bir yılda yaklaşık 40 milyar dolarlık hisse geri alımı yaptı. Hisse geri alımı ve düşük temettü oranları birlikte hesaplandığında şirketin toplam hissedar getirisi %1 seviyesine çıkıyor.
Nvidia, geri alımı tercih eden tek şirket değil. Bloomberg verilerine göre, son 10 yılda S&P 500 şirketlerinin ödediği temettüler yıllık ortalama %7 artarken, net hisse geri alımları (geri alımlar – ihraç edilen hisseler) yıllık %10 büyüdü. Bunun sonucunda temettüler, toplam sermaye getirilerinin yalnızca %43’ünü oluşturuyor. Bu oran 10 yıl öncesinde yaklaşık %50 idi.
İlk bakışta, bu geri alım eğilimi, sadece düzenli nakit geliri arayan yatırımcıları etkiliyormuş gibi görünebilir. Nvidia tüm zamanların en yüksek seviyelerine yakın işlem görüyor ve ABD hisse senedi piyasası uluslararası piyasalardan daha iyi performans gösteriyor. Jim Reid “Sonuca bakarsanız itiraz etmek zor,” diyor
Ancak geri alımlara fazla güvenmek, hisse senedi değerlemeleri gerildikçe ve ABD ekonomisi zayıflama belirtileri gösterdikçe yeni riskler yaratabilir.
Reid “Bir resesyon yaşanırsa, hisse geri alımları temettülere göre çok daha hızlı kesilir ve bu da piyasayı ayakta tutan temel desteklerden birinin çekilmesi anlamına gelir. Böyle bir kriz ortamında, temettülerden elde edilen istikrarlı gelir eksikliği, piyasaların şu an tahmin ettiğinden daha fazla önem kazanabilir” uyarısında bulundu.
Peki yatırımcılar, bu yeni risklere karşı ne yapabilir? Hazırlıklı olmakta fayda var. Hangi hisselerin ağırlıklı olarak geri alımlara dayandığını ve hangilerinin yüksek temettü verimine sahip olduğunu, hangilerinin potansiyel bir resesyonda hissedar ödemelerini sürdürecek bilançoya sahip olduğunu bilmek, zarar ile getiri arasındaki farkı yaratabilir.
Barron’s haberine göre, Marathon Petroleum, Boyd Gaming, Kroger ve Nike gibi şirketler, kendi hisselerini yoğun şekilde geri alıyor. Bu tek başına bir sorun teşkil etmese de Bloomberg’e göre bu dört şirketin son 12 ayda yaptığı geri alımlar, gelecek 12 ayda elde etmeleri beklenen kârın iki katı büyüklüğünde. Geri alım desteğinin ortadan kalkması, bu şirketler için ciddi sonuçlar doğurabilir.
Öte yandan Royalty Pharma (biyoteknoloji), Bath & Body Works (perakende), Popular (banka), Sealed Air (ambalaj), MetLife (sigorta) ve Halliburton (petrol hizmetleri) gibi şirketler ortalama %2,6 temettü verimi sunuyor ve yalnızca öngörülen net gelirlerinin yaklaşık %25’ini temettü olarak dağıtıyor. Üstelik bu hisseler Wall Street tarafından da olumlu karşılanıyor: Bu altı hissenin ortalama “al” tavsiyesi oranı %75 ile S&P 500 genel ortalaması olan %55’in üzerinde. Buna karşılık, hisse geri alımına ağırlık veren dört hissenin ortalama “al” tavsiyesi oranı ise yalnızca %47.
Elbette temel analiz her zaman önemlidir ve sadece bu listelerde yer almak bir hisseyi almayı veya satmayı haklı çıkarmaz. Ancak geri alımlar temettülerin yerini almaya devam ederken, yatırımcıların şunu hatırlaması gerekiyor: Hissedarlara yapılan her ödeme aynı nitelikte olmak zorunda değil.