ABD borsaları geçen hafta art arda gelen şoklardan sonra bir nebze olsun nefes almıştı. ABD Başkanı Donald Trump’ın agresif gümrük vergisi planlarından geri adım atması ve Çin tarifelerinin 90 günlüğüne ertelemesi ardından piyasalar geçen hafta 2025’in başıyla aynı seviyeye gelmişti. Ancak Wall Street yatırımcıları bu kez de kredi notu endişesiyle sarsıldı. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Ratings, cuma günü ABD’nin kredi notunu en yüksek not olan AAA’dan Aa1’e düşürdüğünü açıkladı.
Açıklamanın ardından ABD hisse senedi endeksi vadeli kontratları düşüşe geçti. Amerikan hazine tahvilleri üzerindeki satış baskısı getirileri yukarı çekti. Dolar zayıflarken, altın vadeli işlemleri yükseldi. Ancak analistler ve yatırımcılar, genel piyasa tepkisinin sınırlı kaldığını belirtti.
MarketWatch’un haberine göre, varlık yönetimi firması SPI’dan Stephen Innes, “S&P 500 vadeli işlemleri 5.900 seviyesinin oldukça üzerinde destek buldu. Bu, panik havası olmadığını gösteriyor. Ayılar fırsat buldu ama boğalar kritik seviyeleri savunmaya devam ediyor” dedi.
Pazartesi günü itibarıyla Dow Jones Endeksi vadeli kontratları yaklaşık 350 puan ya da %0,8 düşüş gösterdi. S&P 500 vadeli işlemleri %1,09 düşerek 5.910 puan civarında işlem gördü. Nasdaq-100 vadeli işlemleri ise %1,36 geriledi. ABD Doları’nın rakibi para birimlerine karşı değerini ölçen ICE Dolar Endeksi %0,42 düştü.
10 yıllık ABD tahvillerinin getirisi % 4,52’ye yükseldi. Tahvil getirileri ile fiyatlar ters yönde hareket eder. Altın vadeli kontratları %1,4 artarak ons başına 3.230 dolara çıktı.
ABD yönetiminin geçtiğimiz haftalarda en sert tarife önlemlerinden geri adım atması borsaları hızla yükseltmişti. S&P 500 ve Dow Jones endeksleri geçtiğimiz hafta yıl başından bu yana ilk kez artıya geçmişti. S&P 500 Endeksi geçen hafta %5,3 yükselerek Nisan 2020’den bu yana en iyi haftalık performansını göstermişti. Uzmanlar, ABD borsalarındaki bu güçlü toparlanmanın, kâr satışlarına açık bir ortam oluşturduğuna dikkat çekiyor.
Humble Student of the Markets adlı blogun yazarı Cam Hui, “Yükselişin çok dar bir zamanda ve sert bir şekilde gelmesi göz önüne alınırsa Moody’s’in bu not indirimi bir düzeltmeyi ya da konsolidasyonu tetikleyebilir. Piyasanın bu gelişmeyi ne kadar ‘ayı piyasası’ sinyali olarak okuyacağı henüz belli değil. Takipte kalın” açıklamasında bulundu
Moody’s, cuma günü yaptığı açıklamada ABD’nin kredi notunu AAA seviyesinden bir basamak düşürerek Aa1 seviyesine çektiğini duyurdu. Kararın gerekçesi olarak ise son on yılda ABD’nin kamu borcu ve faiz ödeme oranlarının benzer ülkelerin çok üzerine çıkması gösterildi.
Böylece Moody’s, ABD’nin AAA kredi notunu düşüren son büyük derecelendirme kuruluşu oldu.
Ağustos 2011’de S&P Global Ratings, ABD Kongresi’nde borç tavanı krizi yaşanırken ABD’nin notunu ilk kez düşürmüş ve bu gelişme, o yaz yaşanan borsa satışları ve Euro Bölgesi borç krizinin ortasında siyasi deprem etkisi yaratmıştı. Ancak o dönemde yatırımcılar güvenli liman olarak tahvillere yönelmiş, bu da getirileri aşağı çekmişti.
Fitch Ratings ise Ağustos 2023’te benzer bir karar almış, bu karar da yine borç tavanı krizi sonrasında gelmişti.
Moody’s’in not indirimi, aynı gün ABD Temsilciler Meclisi Bütçe Komisyonu’nun ABD Başkanı Trump’ın kapsamlı vergi ve harcama tasarısını ilerletememesiyle geldi. Bu durum aynı zamanda, Cumhuriyetçiler içindeki derin görüş ayrılıklarını ortaya koydu.
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, pazar günü NBC’deki açıklamasında not indirimiyle ilgili olarak “Moody’s geriden gelen bir gösterge. Zaten herkesin kredi derecelendirme kuruluşları hakkında düşündüğü de bu” ifadelerini kullandı
Mott Capital’ın Kurucusu Michael Kramer’a göre yatırımcılar Moody’s’in de S&P ve Fitch gibi bir indirime gidebileceğini tahmin ediyordu. Ancak kararın zamanlaması sürpriz oldu. Kramer, “Tahvil piyasasının tepkisi belirleyici olacak” dedi.
Borsa uzmanı, “Çoğu kişi bu gelişmeyi büyük bir mesele olarak görmüyor, belki de gerçekten öyle değildir. Sonuçta daha önce iki kez not indirimi yaşandı” açıklamasında bulundu.
Ancak Kramer’a göre kararın zamanlaması hassas. Zira Cumhuriyetçilerin desteklediği vergi tasarısı üzerindeki müzakereler hâlâ devam ediyor:
“Önemli olan şu: Bu not indirimi, tahvil faizlerindeki risk primlerinin (vade primi) zaten yükseldiği bir döneme denk geldi. Bu da faizler üzerinde ilave baskı yaratabilir.”
Geçen hafta 10 yıllık ABD Hazinesi tahvili faizi 6,3 baz puan artarak yüzde 4,437’ye çıkmıştı. Tahvil fiyatları ile faizleri ters yönde hareket eder.
SPI’den Innes, risk primlerinin daha da artabileceğini belirtti. Ancak bu tepkinin daha çok “psikolojik” olduğunu söyledi. Çünkü yabancı kurumsal yatırımcılar aylardır ABD tahvillerinden uzak duruyordu. Innes yabancı yatırımcılar için “Bu kararı öngörmüşlerdi. Not indirimi ise sadece manşet oldu” açıklamasında bulundu.