ABD’de yatırımcılar politikayla ilgilenmeye adeta zorlanıyor.
ABD’de iş yerinde asla politikadan bahsedilmemesi gerektiği öğretilir ancak artık bu pek mümkün gözükmüyor.
Yatırım, politika ve tarifeler örneği
Professional Capital Management’ın kurucusu ve CEO’su Anthony Pompliano, The Pomp Letter’da paylaştığı makalede, ABD’de politika ve yatırımın fazlasıyla iç içe geçtiğini ve durumun bütününü değerlendirmenin artık bir şart olduğuna değiniyor. Pompliano, “Bu durum, birini veya diğerini görmezden geldiğiniz takdirde, bilgisiz kalmanızla sonuçlanıyor” diyor.
Bu durumun kanıtları için ilk olarak tarifelere bakmak mümkün. Amerikalıların serbest ticarete yönelik tutumunda büyük bir değişim olduğunu gösteren yeni veriler bulunuyor. ABD Başkanı Donald Trump ve yönetimi, tarifeler ve ilgili ekonomik politikalar hakkında daha fazla konuştukça liberallerin ve ılımlıların pozisyonlarını önemli ölçüde değiştirdikleri görülüyor.
Küresel para düzeni yeniden şekilleniyor
Her gün, siyasi fikirlerini değiştiren insanların abartılı yüzdeleri görülmüyor olsa da rastgele bir zamanda yaşanmadığı kesin. Küresel para düzeninin yeniden şekillendiği bir dönemden geçiyoruz ve bu, hayatlarımızın çeşitli alanlarında önemli değişiklikler yapmamızı gerektiriyor.
Verilerin dikkate değer bir hikaye anlattığının görülebileceği bir diğer alan ise yönetimin ekonomi politikalarını kimin desteklediği. Geiger Capital, bunun bugün Amerikan siyaseti hakkında anlaşılması gereken en önemli şey olduğunu şu sözlerle söylüyor: “Bekar kadınlar hariç, her erkek ve kadın kategorisi Başkan hakkında nötr veya olumlu. Bekar kadınlar ise ona şiddetle karşı çıkıyor ve yüzde 26’sı ona karşı olumsuz bir görüşe sahip.”
Peki bu politik duruş yatırımcılar için neden önemli? Birçok kişi bütün gün siyaset hakkında düşünerek vaktini harcamak istemiyor; öyleyse neden bu verilerin önemsenmesi gerekiyor?
Gerçeklik, önermelere uymuyor
Basitçe açıklamak gerekirse, siyaset konuşmaları gerçeklikten oldukça uzak bir kamusal anlatıya yol açıyor. S&P 500 Endeksi’nin performansı bu duruma dair harika bir örnek teşkil ediyor. Endeks, yılın başında yüzde 4‘ten daha az değer kaybetti ve aynı endeks geçen ay yüzde 11‘den fazla arttı. Yani yapmanız gereken tek şey bu yılın başlarında düşüşü satın almaktı.
Elbette, hikaye altın veya Bitcoin’e bakıldığında daha da iyi. Bitcoin yıl içinde pozitif kalmaya devam ediyor ve son 12 ayda neredeyse yüzde 50 oranında artmış durumda. Altın ise yıl başından bu yana yüzde 26 ve geçen yıl da yüzde 45 oranında arttı.
Bunlar büyük buhranlarda veya büyük durgunluklarda finansal varlıklardan görülen performanslar değil. Bunun yerine, finansal piyasaların normal iniş çıkışlarında görülen oranlar. Piyasalar kısa vadede yukarı ve aşağı gider ancak uzun vadede varlık fiyatları yukarı ve sağa doğru gider. Bu noktada ABD Hazine Bakanı Scott Bessent’in sözlerine kulak vermek yararlı olabilir: “Ekonomik tarihimizin tamamı sadece dört kelimeyle özetlenebilir: Yukarı ve sağa doğru.”
Ana akım medya korku pompalıyor
Bu verileri ABD’de ana akım medyanın her sabah sizi uyandıran haberleriyle karşılaştırdığınızda ise ortaya net bir uyumsuzluk çıkıyor. Ekonomi ve finans haber sitelerinin ilk beş başlığı, korku pornosunun farklı versiyonları olarak yatırımcıları ve okuyucuları selamlıyor.
“ABD hisse senedi vadeli işlemleri düştü”, “Trump’ın ticaret savaşının maliyeti”, “Tatil alışverişlerinde yıkım” ve daha nicesi… Oysa bu başlıkların hepsi çılgınlık. Ekonomi iş yaratıyor. İnsanlar para harcıyor. Hisse senetleri agresif bir şekilde tekrar yükseliyor ve önemli ticari işlemler yapılıyor. Bunlar arasında Bill Ackman’ın Pershing Square‘ının Howard Hughes Holdings‘e 900 milyon dolar yatırım yapması, OpenAI‘ın Windsurf‘ü 3 milyar dolara satın alması ve Google‘ın Wiz‘i onlarca milyar dolara satın alması da yer alıyor.
Hükümeti sevmek ya da sevmemek
Finans piyasaları matematiğe dayanır. Fiyatlar, satıcılardan daha fazla alıcı olduğunda yükselir; alıcılardan daha fazla satıcı olduğunda işe düşer. Ancak finans piyasaları etrafındaki konuşmalar artık mantık ve gerçekliğe değil siyasete dayanıyor. Yani mevcut yönetimi seviyorsanız, önünüzde parlak bir gelecek görüyorsunuz; yönetimi sevmiyorsanız, ufukta acı ve yıkım görüyorsunuz.
Gerçek ise muhtemelen ikisinin arasında bir yerde. Bu ekonomi politikaları bazı olumlu etkilere yol açacak ve bazı şeyler de olumsuz etkilenecek. Dünya siyah ya da beyaz değil, özellikle de karmaşık ekonomi makinesi küresel olarak işlerken…
Bu yüzden yatırımcıların olan bitene gerçekten dikkat ettiğinden emin olması gerekiyor. Herkes son on yılda dünyanın finansallaştığından bahsediyor ancak dünyanın aynı zamanda siyasallaştığının da görülmesi gerekiyor. Bugün ise şimdi siyaset ve finans uzun vadeli bir evliliğe adım atmış durumda ve bu, tam da bu yüzden bir zamanlar bilinen dünyaya geri dönülme ihtimalini çok zorlaştırıyor.