Bunlarıda Okuyabilirsiniz
Geçen yıl Alman belediyelerin bütçe açığı 1990’da iki Almanya’nın yeniden birleşmesinden bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis), belediyelerin bütçelerine ilişkin 2024 öncü verilerini açıkladı.
Buna göre, Almanya’da belediyeler ve belediye birlikleri geçen yıl 24,8 milyar euro bütçe açığı verdi. Böylece, söz konusu bütçe açığı, Doğu ve Batı Almanya’nın birleştiği 1990 yılından beri en yüksek seviyeye ulaştı.
2023’te belediyelerde 2011’den bu yana ilk kez bütçe açığı görülmüştü.
Açıklamada, “Söz konusu bütçe açığı, 1990’da Almanya’nın yeniden birleşmesinden bu yana en yüksek belediye bütçe açığı oldu. Geçen yılki açık, 6,6 milyar euro olarak gerçekleşen 2023’e kıyasla önemli ölçüde arttı.” ifadesi kullanıldı.
Destatis, sosyal yardımlarda artışın geçen yılki bütçe açığının ana nedeni olduğuna vurgu yaptı.
Belediyelerin düzeltilmemiş harcamaları geçen yıl yüzde 12,6 artışla 400,9 milyar euroya yükselirken, sosyal harcamaların yıllık yüzde 11,7 artışla 84,7 milyar euroya ulaşması dikkati çekti.
Ülkede belediyelerin düzeltilmemiş gelirleri ise geçen yıl yüzde 7,6 artarak 376,1 milyar euroya ulaştı.
Geçen yıl harcamaların yüzde 6,2’si düzenli gelirlerle karşılanamadı ve mali rezervlerden ya da kredilerle finanse edilmek zorunda kalındı.
Almanya’da imalat sektörü martta toparlanma sinyalleri verdi
S&P Global tarafından hazırlanan Hamburg Ticaret Bankası (HCOB) Mart 2025 imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri açıklandı.
Buna göre, ülkede şubatta 46,5 puan olan imalat sanayi PMI, martta 48,3 puana çıkarak Ağustos 2022’den beri en yüksek seviyesine ulaştı.
Söz konusu yükselişe rağmen ülkede imalat sanayisi ocakta faaliyetlerde büyümeyi gösteren 50 puan seviyesinin biraz altında kaldı.
S&P Global ve HCOB’den yapılan ortak açıklamada, “İmalat PMI endeksi martta Almanya genelinde imalat üretiminin yeni siparişlerdeki büyümenin desteğiyle yaklaşık iki yıl sonra ilk kez arttığını gösterdi. Temel veriler yükselişin ara malı üreticilerinden kaynaklandığını ve diğer sektörlerin toplamında üretimin genel olarak istikrarlı olduğunu ortaya koydu. Gelecek yıla ilişkin üretim beklentilerinin de giderek olumluya dönmesi ve son üç yılın en yüksek seviyesine ulaşması cesaret verici.” ifadelerine yer verildi.
Hamburg Ticaret Bankası Başekonomisti Cyrus de la Rubia da “büyümenin” yaklaşık iki yıldır Alman imalatı için “yabancı bir kavram” olduğunu vurgulayarak, “ABD’li ithalatçıların yaklaşan gümrük vergilerinden kaçınmak için potansiyel olarak ithalatı artırmalarıyla birlikte burada (martta da imalat PMI yükselmesi) özel faktörler rol oynadı.” değerlendirmesini yaptı.
Bu arada, ABD Başkanı Donald Trump, yerli üretimin artırılması amacıyla ithal otomobil ve kamyonlara yüzde 25 gümrük vergisi uygulanmasına yönelik kararnameyi 26 Mart’ta imzaladı. Yeni gümrük tarifelerinin 2 Nisan’da yürürlüğe girmesi bekleniyor.
Alman hükümeti de ABD’nin yeni gümrük vergilerinin ardından küresel ticarette bir “tarife savaşı” yaşanabileceği uyarısında bulunmuştu.
Analistler, Trump’ın gümrük vergilerinin “Almanya’nın en önemli ihracatı olan otomobili vurduğunu” belirterek, bunun zaten büyümekte zorlanan Alman ekonomisi üzerinde büyük bir yük oluşturacağını ifade etti.
Küresel ticaret savaşının genişlemesi halinde ise Alman ekonomisi için başka risklerin de ortaya çıkarabileceğine işaret eden analistler, Trump’ın öngörülmezliğinin Alman şirketleri için belirsizliği daha da artırabileceği ve güveni yok edebileceği uyarısında bulunuyor.
Alman ekonomisi büyümede zorlanıyor
Öte yandan, Alman ekonomisi, bölgedeki diğer ülkelere oranla daha büyük bir rol oynayan imalat sektöründeki kalıcı zayıflık nedeniyle kırılganlığını koruyor.
Ekonomi, 2024’ün tamamında bir önceki yıla göre yüzde 0,2 geriledi. Çin ile artan rekabet ve yapısal sorunların ekonomiyi frenlemesiyle art arda ikinci yıl küçülme yaşandı. Ekonomi, 2023’te yüzde 0,3 daralmıştı.
Almanya Merkez Bankası’nın ekonomiye ilişkin 24 Şubat’ta yayımlanan raporunda, kurulacak koalisyon hükümetinin zorlu ekonomik ortamda göreve başlayacağına işaret edilerek, temel eğilim açısından Alman ekonomisinin durgunluk içinde sıkışıp kalmaya devam ettiği aktarılmıştı.
